28 Aralık 2012
Sabah 6.30da, içimde Prag’ı yarım bırakmanın
burukluğu ile yola
çıkıyorum..Söz Prag, geri döneceğim sana, söz büyülü şehir !
Sadece 4
saat uyumama rağmen, kendimi ne yorgun, ne halsiz hissediyorum..Yeterli enerjim
var..O zaman hadi yazmaya diyorum kendi kendime ve günün ilk ışıklarında
yazmaya veriyorum kendimi..İlk durak Düsseldorf, Almanya’dayız..Karnım öyle aç ki, gözüm dönüyor bir an..Kendimi küçük bir İsviçre kasabasında buluyorum..
Gözüm mantar sotelere takılıyor.. Yasin bunları nasıl yerdi diye geçiriyorum içimden..
Yemek yapan erkeklere duyduğum hayranlık, ya babamdan ya kardeşimden geliyor ama yemek yapan erkek bir başka görünüyor gözüme..İzlemeyi seviyorum..Erkek veya kadın, eğer bir insan aşk’la yapıyorsa yemeği, işte o zaman izlemeye doyamıyorum.Yiyecek bir şeyler seçmeye çalışırken, gözüm bir ufaklığa takılıyor..
Yemek yapan erkeklere duyduğum hayranlık, ya babamdan ya kardeşimden geliyor ama yemek yapan erkek bir başka görünüyor gözüme..İzlemeyi seviyorum..Erkek veya kadın, eğer bir insan aşk’la yapıyorsa yemeği, işte o zaman izlemeye doyamıyorum.Yiyecek bir şeyler seçmeye çalışırken, gözüm bir ufaklığa takılıyor..
Küçük bir çikolata evin önünde duruyor küçük kız.. Merak ediyorum.. Gelecekteki kızımı merak ediyorum..
Gelecekten bugüne döndüğümde, ikinci trenime yetişmem gerektiğini fark ediyorum..Ve ikinci
trendeyim..Almanlara olan ön yargımı kırma aşamasında olsam bile, Alman
teknolojisine hayran kalıyorum..Şu 10 gün içinde o kadar trene bindim, Alman trenleri
gibi konforlusu ve temizi yok..
Trende
pasaport kontrolü, karşımda sert ifadeli bir Alman polisi..Öyle mekanik duruyor
ki, öyle duygusuz ve sert ki, içim ürperiyor..Ters giden bir şey olmasa
bari diye düşünüp veriyorum pasaportumu..Neden vizemin olmadığını sormasına
fırsat vermeden, İspanya’da oturma iznim olduğunu belirten Geri Dönüş İznimi de eline tutuşturuyorum..Polisin suratında bir şüphe..Bir dakika bir sorun var
deyip, belgeleri alıp gidiyor..İçimden yandık diye geçiriyorum..Anlat
anlatabilirsen..
Aradan uzun
bir süre geçtikten sonra gülümseyerek geliyor yanıma, belgelerimin tam olduğunu,
bir sorun olmadığını söylüyor, rahatlıyorum..Bir sonraki durak Frankfurt
Trenden
iniyorum..Köln trenini arıyor gözlerim..Bulamayınca görevliye sormanın iyi olacağını düşünüyorum..
VE
Çok güzel..Yanlış
istasyondayım..Köln’e giden tren, Frankfurt hava alanından kalkıyor..Hemen
hava alanına nasıl gidebileceğimi öğrenip başlıyorum koşturmaya..Sorun şu ki,
eğer bu treni kaçırırsam, bir sonraki Belçika trenine de yetişemeyebilirim..Hava alanını
bulduğum anda Köln’e giden tren çoktan gitmiş oluyor..Ama yine de
şanslıyım..Köln’e sık sık tren var..Başka bir tane bulup atlıyorum hemen..Bu
trenden indikten 4 dakika sonra Belçika trenim..İçimde ise yetişebilme
umudu..
Bu kadar
aksiliğe rağmen, yüzümde şapşal bir gülümseme..
Şansıma mı şanssızlığıma mı desem, tren
rötar yapıyor..Alman Tren Görevlisine gidip, bundan sonra bir trenim daha
olduğunu, 5 dakika ile kaçıracağımı, istasyonu arayıp rötarı bildirip
bildiremeyeceğini soruyorum..Dalga geçer gibi yüzüme bakıp tabi ki de hayır
diyor..Ve ben Belçika trenini kaçırıyorum..
Hemen
Kahina, Odile ve Arno’ya haber vermeliyim diye geçiriyorum içimden..
Ve nihayet
akşam 10.30’da Brüksel’deyim..Toplamda 5 tren, 1 metro değiştirdim ve
yolculuğum tam olarak 16 saat sürdü..Böylece rekorumu kırmış bulunuyorum :)
Almanya’nın
tüm tren istasyonlarını biliyorum artık: Düsseldorf, Berlin, Frankfurt, Köln:)
Ve işte
karşımda beni bekleyen Kahina&Arno&Odile üçlüsü..Kendimi bir an için
çok mutlu hissediyorum..4 ay önce bana yabancı olan, şimdi ise beraber vakit
geçirmekten hoşlandığım üç arkadaşım..Konuşuyoruz bol bol..Tren rötarlarından
dolayı uzun bir süredir beni bekliyorlar..
Evet,
Brüksel şehir merkezindeyiz..:)
Şehir
merkezi, küçük ama ışıl ışıl..
Ben hayranlıkla etrafıma bakınırken, Kahina gururla sunuyor Brüksel’in High-Technology çam ağacını..
Üç Belçikalı ile birlikte olunca kendimi barlar sokağında bulmamak imkansız..
Üç Belçikalı ile birlikte olunca kendimi barlar sokağında bulmamak imkansız..
Ve işte
Delirium, Brüksel’in en ünlü barının önündeyiz..İçeri giriyoruz ama ilerlemek
imkansız..İçerisi öyle kalabalık ki, dayanamayıp çıkıyoruz..Ve artık Kahina ve
Arno için gitme zamanı..Son trenlerine yetişmeleri gerekiyor..Hep birlikte tren
istasyonuna doğru yol alıyoruz..O sırada Arno bana Brüksel’in simgesi olan “Mankene Pis” i göstermeleri gerektiğini söylüyor..Görelim bakalım diyorum, Mankene Pis'e doğru yol alıyoruz :)
1619'da yapılmış çeşme, bir efsaneye
göre, Brüksel’de çıkan bir yangını çişiyle söndüren çocuğu sembolize ediyor..
Bir de bu
heykelin kızını yapmışlar..
Derken tren
istasyonuna geliyoruz, artık Arno ve Kahina’dan ayrılma zamanı..
Kahina çok
iyi hissetmiyor kendini, onu öyle buruk bırakmaya içim el vermese de, Odile’in
ona iyi bakacağından eminim..
Kahina ve Arno'ya veda ederek, , Odile’in evinin yolunu tutuyoruz..Brüksel’deki evsizlerin çokluğu şaşırtıyor beni..Ve bir de sokakta rahat yürüyemenin verdiği rahatsızlık..Odile sevmiyor Brüksel’i..Annesi Brüksel yakınlarında küçük bir kasabada yaşıyor küçük kardeşi ile..Odile ise diğer kardeşi, babası ve babasının eşi ile Brüksel’de..
Kahina ve Arno'ya veda ederek, , Odile’in evinin yolunu tutuyoruz..Brüksel’deki evsizlerin çokluğu şaşırtıyor beni..Ve bir de sokakta rahat yürüyemenin verdiği rahatsızlık..Odile sevmiyor Brüksel’i..Annesi Brüksel yakınlarında küçük bir kasabada yaşıyor küçük kardeşi ile..Odile ise diğer kardeşi, babası ve babasının eşi ile Brüksel’de..
Nihayet
evdeyiz..Aç olup olmadığımı soruyor, bizim küçük Belçika'lı.. :)
Ve açım, hemde çok..
Harika bir mutfak karşılıyor bizi, eve girdiğimizde..
Ve açım, hemde çok..
Harika bir mutfak karşılıyor bizi, eve girdiğimizde..
Tatlı bir
sohbetle iyi gidiyor..
Odile’in de
benim de kapanıyor gözlerimiz yorgunluktan..
Ve günün en komik kısmına geliyoruz..Nevresim
işleri ve Odile :)Artık
yataklarımız hazır..Tek ihtiyacımız olan şey, derin bir uyku..
Belçika'yı ve Brüksel'i yarına bırakıp, bu geceye gözlerimi 16 saatlik yolculuğumun yorgunluğuyla, düşünmeden, sorgulamadan, hissetmeden kapıyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder